Belki hiçbir zaman benim kızımı ne kimyagerler istendi denmeyecek ama kimyager doğulmuyor.Değerini bilmek gerek.
Arapça kökenli kimya ile Farsça kökenli ger ekinden oluşan kimyager kelimesi, kimya tahsili almış, çevresindekileri moleküler düzeyde anlayan ve yorumlayan kişilere verilen bir isimdir. Bir süredir, “kimyager” kelimesinin mi, yoksa fizik ve matematikte olduğu gibi “kimyacı” kelimesinin mi kullanılması gerektiği konusunda tatlı bir mücadele var. Her iki tarafın savı oldukça mantıklı, biz de tarihi köklerinden dolayı “kimyager” sözcüğünün daha eski olmasını gerekçe göstererek “kimyager” sözcüğünü tercih ettiğimizi bildireceğiz. Kimyacı tabiri genelde çalışılan sektöre atıf yapar ve çalışılan sektörden ötürü, temel eğitimi kimya olmasa bile herkes “kimyacı” olarak nitelendirilir. Bu sebeple kimya bölümünden mezun olanlar için “kimyacı” demek yerine “kimyager” sözcüğünü kullanmak daha uygun olabilir. Bu yazımızda kimyagerlerin yaptığı işler konusunda sizi bilgilendirmeye çalışacağız.
Sektörler
Kimya bölümü mezunları , moleküllerin, yani kimyanın var olduğu her yerde çalışabilir. Plastik endüstrisi, kâğıt endüstrisi, gıda endüstrisi, boya endüstrisi, tekstil endüstrisi, ilaç endüstrisi gibi büyük endüstrilerde kimya mezunlarına her zaman ihtiyaç olur. Kişisel tavsiyemiz, 4 yıllık lisans eğitimi bitmeden hangi endüstriye karşı daha çok ilgi var ise o endüstriye yönelik sertifika programlarına katılıp eğitim ve sertifika almak, ve diğer mesleklerde olduğu gibi yabancı dil ve bilgisayar becerisini olabilecek en üst düzeye getirmektir.
Kimya-tıp benzerliği
Kimyagerliği bir bakış açısına gore tıp ilmiyle benzeştirmek mümkün. Tıp ilminde altı yıllık temel eğitim alındıktan sonra büyük çoğunluk belli bir alanda uzmanlaşmayı tercih etmektedir. Kadın doğum uzmanlığı, göz hastalıkları uzmanlığı, kulak-burun boğaz uzmanlığı gibi çeşit çeşit alt dalda daha yoğun ve branşlaşmış eğitim alınabilmektedir. Biz de tıp ilminin almış olduğu bu şekle atıfta bulunarak, dört yıllık temel kimya eğitiminden sonra bir işe girmeden uzmanlaşmaya başlamayı önermekteyiz. Kısacası tıp ilminde yaşanan bu uzmanlaşma, temel eğitimi bitirdikten sonra kimyagerler tarafından da kabul edilmeli ve algılanmalıdır.
İlk iş ve sektör
Kimyagerin ilk işi çok önemlidir; ilk işi büyük ihtimalle uzun süre boyunca içinde kalacağı sektörü de işaret eder. Bu işte bir-iki yıl çalıştıktan sonra sektör değiştirmek istemesi genellikle olumlu karşılanmaz. Yukarıda bahsettiğimiz, sektöre özgü sertifika programları tamamlandığı zaman bu önyargı biraz kalkacaktır diye düşünüyoruz.
Büyük bir dert: Staj
Staj, bir kimyagerin mesleğe adım atması ve mesleği hakkında fikir sahibi olması açısından oldukça önemlidir. Tıp örneğini yine verirsek, bir kimyager adayının boya, ilaç, tekstil ve gıda endüstrileri başta olmak üzere bulabildiği her türlü ortamı değerlendirmesi ve o kurumda staj yapamasa bile o kurumdan gelecek bir yetkilinin öğrencilere bilgi aktarması, en az birer kere her sektöre gezi düzenlenmesi, öğrencinin mezuniyetten sonra hangi kolu seçeceğini anlaması açısından çok iyi fırsatlardır. Staj yeri bulmak Amerika’da altın bulmaktan daha zor bir hale gelmiş durumdadır. Bunun sebebi 1995 yılında 60 kişi olan öğrenci kontenjanlarının 2013 yılına geldiğimizde 100 kişiyi bulmasıdır. Bu kadar çok öğrencinin bir yerlerde istihdam edilmesi “kurtlar sofrası” deyimini çağrıştırmaktadır. Kanımızca Türkiye Kimya Derneği ve Kimyagerler Derneği’nin sektörde isim yapmış kişileri çeşitli üniversitelere davet edip konuşma yaparak o sektör hakkında öğrencilerin derinlemesine ve başka yerde bulamayacakları bilgileri edinme fırsatı sunması çok uygun olur. Stajın üçüncü sınıfta bir dönem boyunca Çarşamba-Perşembe ve Cuma günleri olmasını, Pazartesi-Salı günleri de okula gidilmesini savunuyorum. Çünkü 20 iş günü süren stajda yeterince doyurucu bilgi elde etmek zor olmaktadır. İstanbul Teknik Üniversitesi’nde kimya bölümü öğrencilerine iki tane 20 günlük laboratuar stajı ve bir tane de yönetim stajı yaptırılmaktadır. Laboratuar stajlarına bir sözümüz yok ama yönetim stajı tamamen “naylon” olarak tabir edilen stajlara dönüşmekte ve kimyagerlik öğrencisinin ihtiyacı olmayan bir külfet olmaktadır. Umarız bir gün bu sorun da giderilir. Öğrencilerin staj yapacakları yerleri bulmada çok sıkıntı çektiği kulağımıza gelmektedir, iş yerleri stajer öğrenci konusunda dürüst davranmayabiliyor ve eş dost ahbap ilişkileri içinde, tanıdığı kişiyi stajer olarak kabul ediyor. Dernekler aracılığı ile bu haksızlığın da sona ereceğini umuyoruz.
Sertifika eğitimleri
Kimyager adayının her sektör hakkında doyurucu bilgi aldıktan sonra birini seçmesi daha kolay olacaktır kanaatini taşıyoruz. Mümkün olur ise öğrenciye dönem başına bir-iki dersi daha az almasını, artan zamanını sertifika programları ile doldurmasını ve okulu bir ile iki dönem daha geç bitirmesini, ancak sektör hakkında daha bilgili olarak meslek hayatına atılmasını tavsiye ediyoruz. Unutmayınız ki okulu dört veya üç senede bitiren öğrenciye madalya verilmemektedir, belli krediler tamamlandığı zaman mezun edilmektedir. Birinci sınıfta öğrenilen bilgiler üçüncü ve dördüncü sınıfa gelindiğinde unutulup gitmektedir. Bu anlamda, kişinin yorumlama yeteneğini ve molekül düzeyinde olaylara bakış açısı geliştirme yeteneği kazanmasında sonsuz fayda var.
Ezberci eğitim
Ezberci eğitim çoğumuzun başında Demokles’in kılıcı gibi tehditvari bir şekilde duran bir sorundur. Ezberlenen bilgilerin kısa süreli hafıza deposunda saklandığı ve kısa bir süre sonra unutulduğu bilimce de tespit edilmiş bir gerçektir. Temel bilimde bir olgu kimyanın yalnızca bir kısmı ile (örneğin, Fiziksel Kimya gibi) ifade edilmez; kişinin dört (ve bazı yerlerde beş) temel disiplinden (isimleri analitik kimya, anorganik kimya, biyokimya, fiziksel kimya ve organik kimya) bir toplu yorum yapılarak hadiseye bakmanın daha doğru olduğunu düşünmekteyiz. Her biri, bulmacanın eksik bir kısmı gibidir ve hiçbir arkadaşımıza bilgileri hamal gibi beyinde biriktirip sınav sonu boşaltmasını tavsiye etmiyoruz. Kitaplarınız, mezun olduğunda atılacak ve bazı arkadaşlarımızın yaptığı gibi yakılacak şeyler değildir. Temel bilim asla eskimez; sürekli yenilenen ve gelişen bir olgudur. Hiçbir bilgiyi aklınızda tutmak zorunda değilsiniz, o bilgiyi nereden bulacağınızı bilmek çok daha değerlidir. Mezuniyetten sonra çeşitli vesilelerle karşılaşacağınız sorunları belki bu kitaplardan birinde geçen bir cümle ile halledeceksiniz. O yüzden temel eğitimde öğretilen bilgileri kafanızda işlemden geçirerek yorumlanmış ve değerlendirilmiş bilgi haline getirmeniz çok daha uygun olacaktır.